Dünya genelinde 35 milyon insan, HIV virüsü taşıyor. Salgının başlangıcından bugüne kadar virüsle enfekte olan kişi sayısı 78 milyona, AIDS ile ilişkili hastalıklar sonucu ölenlerin sayısı ise 39 milyona ulaştı. Son yıllarda gelişen tedavilerle, HIV bulaşma oranı %38, AIDS ile ilişkili hastalıklar bulaşma oranı ise %35 oranında azaldı. 2014 itibarıyla 13,6 milyon kişi HIV tedavisi görüyor. Türkiye’deki HIV/AIDS vakaları tam olarak bilinmese de, Kızılay’da yapılan kan bağışları sonucunda HIV pozitif oranı %0,12 olarak tespit edildi. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise 6802 HIV/AIDS vakası mevcut. Bunların büyük çoğunluğu erkek ve 20-49 yaş aralığında. Gerçek sayının daha yüksek olduğuna dair tahminler var. HIV ve AIDS hastalarının artışı, enfekte olmuş çocuk sayısının da artışına yol açıyor.

Araştırmalar, hamilelik döneminin HIV pozitif kadınlarda AIDS gelişimini hızlandırdığını gösteriyor. Bebeğe HIV bulaşma riskinin genellikle 6. ayın sonu ile 7. ay arasında olduğu düşünülüyor. Bu nedenle, hamile kadının bağışıklık sisteminin güçlü olması çok önemli. Hamile kadınların bu konuda bilgilendirilmesi ve eğitimi hayati önem taşıyor.

**HIV’e Karşı Alınacak Önlemler (Gebelik Döneminde):**

* Stres seviyesi azaltılmalı.
* Yeterince protein alınmalı.
* Dengeli doymamış yağ asitleri ve E vitamini tüketilmeli. Bu besinlerin miktarının dikkatlice ayarlanması önemli. Fazla tüketim de bağışıklığı olumsuz etkileyebilir.
* Bağışıklığı desteklemek için hamile kadınlar, B5, B6 vitaminleri ve folik asit almalıdır.

Doğum sırasında anne-bebek arasında HIV bulaşması, vajinal kandan ve salgılardan bebeğin gözüne, yaralı bölümlerine temasla ya da bebeğin vajinal salgıları yutmasıyla gerçekleşir. HIV pozitif hamilelerde bulaş riskini en aza indirmek için sezaryen yöntemi tercih ediliyor.

* Doğum sırasında bebeğin su kesesinin açılması mümkünse geciktirilmeli, eğer açılmışsa 4 saat içinde doğum tamamlanmalı. Doğumun hızlı ve acil gerçekleştirilmesi bulaş riskini azaltıyor (yaklaşık %50).
* Normal doğum sırasında, bebeğin cilt bütünlüğünü bozan vakum gibi yöntemlerden kaçınılmalıdır.
* Bebeğin HIV bulaşma riskini azaltmak için, doğumdan hemen sonra yıkanması ve yıkanmadan herhangi bir enjeksiyon yapılmaması kritiktir.

Doğum sonrasında, anne bebeğini emzirmemelidir, çünkü HIV süt yoluyla da bulaşabilir. Bebeğin enfekte olup olmadığı, bebeğin kanından alınan örneklerde HIV Ig G testiyle saptanabilir. Anneden geçen IgG, 6-15 ay boyunca bebek kanında kalabilir. 18 aydan sonra IgG hala mevcutsa, bebeğin HIV enfeksiyonu aldığı düşünülür. HIV ile enfekte olmuş bebeklerin yarısı 1 yaş civarında, %80’i 3 yaşına gelmeden AIDS hastalığına yakalanmaktadır. AIDS’e yakalanan bebeklerin ortalama yaşam süresi ise 6 aydır.

**Daha detaylı bilgi için:**

[Gebelikte HIV Takibi](https://www.aysedarama.com/gebelikte-hiv-takibi) linkini ziyaret edebilirsiniz.