Kına, İslam kültüründe ve geleneğinde önemli bir yere sahip doğal bir bitkidir. Hz. Muhammed (s.a.v.)’in kına kullanımını tavsiye ettiği ve kendisinin de kullandığı rivayet edilir. Hadislerde, kınanın saça ve sakala sürülmesinin, ellerin ve ayakların süslenmesinin yanı sıra sağlık açısından da faydalı olduğu belirtilir. Müslüman toplumlarda düğünler, bayramlar ve özel günlerde kına yakma geleneği yaygındır. Doğal tedavi yöntemlerinden biri olarak, deri rahatsızlıklarına iyi geldiği ve serinletici etkisi olduğu bilinir.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görüşlerine göre, oruçlu bir kişinin saça kına sürmesi orucu bozmaz. İslam’da orucu bozan durumlar, mideye giden besin ve içecekler ile cinsel ilişkiyle sınırlıdır. Doğrudan vücuda besin sağlayan tıbbi müdahaleler, enjeksiyonlar ve kan nakilleri de orucu bozabilir. Ancak kına, deri ya da saç yoluyla uygulandığı için sindirim sistemine girmez ve orucu bozmaz. Benzer şekilde, dışarıdan cilde sürülen kozmetik ürünler, kremler, yağlar, parfümler ve boyalar da oruca zarar vermez.

İslam alimleri arasında genel bir fikir birliği vardır; oruçluyken kına yakmanın orucu bozmadığına dair görüşler yaygındır. Çünkü oruç, belirli fiziksel ve ruhsal disiplinleri gerektiren bir ibadettir ve mideye bir şey ulaşmadığı sürece bozulmamış kabul edilir. Diyanet’in de bu konudaki görüşü kesindir. Oruçlu bir kimse saça veya ellere kına sürdüğünde, işlem vücuda herhangi bir besin maddesi almayı gerektirmediğinden orucu etkilemez. Benzer şekilde, parfüm sürmek, krem kullanmak veya dişleri misvakla temizlemek de orucu bozmaz. Ancak kına veya başka bir madde, ağız veya buruna kaçıp yutulursa, o durumda oruç bozulabilir.

Mezhepler arasında kına konusunda farklı görüşler, yorumlar veya incelikler olmasına rağmen, kına sürmenin orucu bozmadığı konusunda bir ittifak vardır. Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli mezhepleri, orucun bozulması için ağız veya burun yoluyla mideye bir şey ulaşması gerektiğini kabul ederler. Bu mezheplere göre, cilt üzerine sürülen maddeler, sindirim sistemine doğrudan ulaşmadığından orucu bozmaz. Bununla birlikte, bazı mezhepler, bu konuda farklı ihtiyatlı yaklaşımlar sergileyebilir. Temel olarak, orucu bozan durumlar, mideye giden herhangi bir madde ile ilişkilidir ve kına, bu kapsama girmez. Her ne kadar bazıları, vücuda emilen maddelerin hükmü hakkında ihtiyatlı bir yaklaşım benimsemişse de, kına gibi maddelerin sadece dış yüzeye etki ettiği, mideye ulaşmadığı için orucu bozmadığı genel kabul görmektedir.