İbrahim Yazıcı, Ahmet Adnan Saygun’un “Gilgameş” adlı eserinin sahneye taşınma sürecini ve Türk operası hakkında düşüncelerini anlattı.
Yazıcı, eserle ilgili, “Bu, geleneksel bir opera değil, Saygun’un el yazmasında da belirtildiği gibi, epik bir anlatı, yani bir ‘epik drama’.” dedi. Bestecinin kendi ifadesiyle “epik drama” olarak tanımlanan eserde, opera formunun dışında bir yapı var. Gilgameş ve Enkidu başrollerde iki bale sanatçısıyla sahne alıyor; bu, eseri sıradan bir operadan farklı kılıyor.
Bu farklılık, sadece sahne düzenlemesiyle sınırlı değil. Saygun’un müziği, Anadolu kültürünün derinliklerindeki hikayelerden besleniyor. Ancak, evrensel bir anlatım dilini de kullanıyor. Yazıcı, Saygun’u yalnızca Batı klasik müzik formlarına aşina biri olarak değil, aynı zamanda Anadolu’nun müzikal dokusunu da işleyen bir besteci olarak görüyor.
Makamların ve Anadolu’nun çok sesli geleneğinin müzikte yankıları var; adeta bir ebru sanatı gibi. Orkestrasyon, katmanlar halinde gelişen bir yapıya sahip ve İtalyan yönetmen Franco Zeffirelli’nin sahne estetiğini çağrıştırıyor. Her dinleyişte farklı enstrümanların ön plana çıktığı bir zenginlik söz konusu.
Saygun’un 1983’te bestelediği eser, 2025’te sahneye taşınmış. Bu gecikmenin arkasında, hem teknik hem de kurumsal bir hazırlık süreci yatıyor. Yazıcı, “Büyük bir isteklilik ve kararlılıkla bu eseri sahneye koymak gerekiyordu.” diyerek bu çalışmanın zorluğunu vurguladı. Üst düzey bir orkestra ve koroya sahip olmak, günümüzde mümkün oldu.
Ünlü “Devlet Opera ve Balesi”nin neredeyse %75’i bu projede görev alıyor. Sahne öncesi ve arkasındaki çalışmalarla büyük bir prodüksiyon gerektiren eser, teknik altyapısı ve insan gücüyle adeta bir sanat yapbozuna benziyor.
Gilgameş, sadece müzikle değil, günümüz teknolojisiyle birleşmiş görsellerle de anlatım gücü kazanıyor. “Ghost wall”lar, video projeksiyonlar ve video sanatı kullanılıyor. Müzikle senkronize bir çalışma gerektiriyor bu görsel efektler.
Eserin Türkçe olmasıyla ilgili tartışmalar da var. Yazıcı, “İtalyanca, Almanca, Fransızca, Rusça gibi dillerde opera varsa, Türkçe’nin de neden olmasın?” diyerek bu soruyu yanıtlıyor. Türkçe’nin opera için uygun bir dil olduğunu vurgulayan Yazıcı, şarkıcıların dilin alışkanlığına sahip olmamasının tek engel olduğunu söylüyor.
Sümer mitolojisinin en eski kahramanlık destanlarından biri olan Gilgameş, Saygun’un müziğiyle yeniden canlanıyor. Epik yapısı, yerel anlatımı, katmanlı müzikal dili ve sahne görselleriyle, sadece bir opera değil, kültürel bir miras ve sanat tarihine bir not olarak da öne çıkıyor.