L’Oréal Türkiye, Türk güzellik anlayışını inceleyen kapsamlı bir araştırma sonuçlarını “Güzellik Pusulası” başlığı altında kamuoyu ile paylaştı. Araştırma, güzellik algısının bireyselleştiğini, dijitalleşmenin tüketici davranışlarına etkisini ve sürdürülebilirliğin talepleri nasıl şekillendirdiğini ortaya koyuyor.
Güzellik algısı, özgünlük ve kişiselleştirme arayışına doğru dönüşüm geçiriyor. Tüketiciler artık yalnızca bir ürün değil, ürünün hikayesi ve kendileriyle uyum arayışında. Hızlı bilgi erişimi, tavsiye kültürü ve dijitalleşme, tüketim alışkanlıklarında köklü değişikliklere neden oluyor. Bu dinamik ortamda başarı, değişen tüketici davranışlarını doğru analiz ederek, kişiselleştirilmiş deneyimlere uyarlanmış ve güven ilişkisi kurulmuş stratejiler geliştirmekten geçiyor.
L’Oréal Türkiye, geleceğin güzellik anlayışının, teknoloji, bilim ve bireyselleşen kimlikler tarafından yönlendirildiğini belirtiyor. Teknoloji ve inovasyonu odak noktasına alarak, değişen müşteri ihtiyaçlarına uygun çözümler sunmayı amaçlıyor. Özgünlük odaklı çalışmalar yürütürken, güzelliği sadece estetik bir kavram değil, bireyin kendini ifade etme ve özgünlüğünü keşfetme aracı olarak görüyor. Sürdürülebilir ve bilimsel temelli çözümler geliştirmeyi öncelikli hedef olarak belirliyor ve dermatoloji, biyoteknoloji ve nörobilim gibi alanlardaki yenilikleri takip ederek güzelliği sağlık ve esenlik ile bütünleştiriyor.
Güzellik alışkanlıklarının yaş aralığı düşüyor. Özellikle ergenlik yaşının erken yaşlara kayması, cilt sorunlarının daha genç yaşlarda başlaması, güzellik ürünlerine olan ilgide erken yaşta başlangıç yapmaya neden oluyor. Bu nedenle, gençlerin bilinçli ve doğru kullanımı için eğitime büyük önem verilmesi gerektiğini vurguluyor. Cilt bakımının, cildi korumak ve bozmadan hassas nemlendiriciler ve güneş koruyucuları ile başlanması gerektiği belirtiliyor. Test edilmemiş veya güvenlik standartları belli olmayan ürünlere karşı dikkatli olunması konusunda uyarıda bulunuyor.
Güzellik, bakımlı olmaktan ve sağlıklı bir cilden kaynaklanıyor. Araştırma, kadınları sosyal davranışları ve güzellik ürünlerine yönelik yaklaşımları dikkate alarak sınıflandırmış. Bu analizin ardından güzellik ürünlerine bakış açısında farklılık gösteren 7 segment tespit edilmiş. Bu segmentlerden 4’ü (Yaratıcı Divalar, Bilinçli Doğal Güzeller, Kontrollü Güzeller, Güzellik Hayalperestleri) kadınların yüzde 54’ünü ve güzellik harcamalarının yüzde 83’ünü temsil ediyor. Güzellik rutinleri için ortalama 70 dakikadan fazla zaman harcayan kadınlar, günlük yaşamlarına sabah, öğle ve akşam bakım rutinlerini entegre etmişler.
Pandemi döneminde cilt bakımı ilgisi artmış ve bu alanda bilgi seviyesi yükselmiş. Hassas cilt oranı ikiye katlanırken, dermatologlara başvuru oranları da yükselmiş. Yaşlanma karşıtı ürünler, son üç yılda iki katından fazla artış gösterirken, gençler de bu ürünlere artan ilgi göstermeye başladı. Güneş kremi kullanımı sınırlı kalırken, serumlar günlük bakım rutinlerine entegre olmuş durumda. Özellikle 25-34 yaş arası kadınlar serum kullanımını daha fazla tercih ediyor. En fazla marka çeşitliliği cilt bakımı kategorisinde gözleniyor.